borsa fiyatlarındaki ciddi düşüş

Kullanım örnekleri

borsa fiyatlarındaki ciddi düşüş
sliding trend
icon arrow

sliding

Phonetic: "/ˈslaɪdɪŋ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To (cause to) move in continuous contact with a surface

Example: He slid the boat across the grass.


Definition: To move on a low-friction surface.

Example: The car slid on the ice.


Definition: To drop down and skid into a base.

Example: Jones slid into second.


Definition: To lose one’s balance on a slippery surface.

Example: He slid while going around the corner.


Definition: To pass or put imperceptibly; to slip.

Example: to slide in a word to vary the sense of a question


Definition: To pass inadvertently.


Definition: To pass along smoothly or unobservedly; to move gently onward without friction or hindrance.

Example: A ship or boat slides through the water.


Definition: To pass from one note to another with no perceptible cessation of sound.

icon arrow

sliding

Phonetic: "/ˈslaɪdɪŋ/"

Part Of Speech: noun


Definition: The motion of something that slides.

icon arrow

sliding

Phonetic: "/ˈslaɪdɪŋ/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Designed or able to slide.

Example: Our yard is just outside the sliding door.

icon arrow

trend

Phonetic: "/tɹɛnd/"

Part Of Speech: noun


Definition: An inclination in a particular direction.

Example: the trend of a coastline


Definition: A tendency.

Example: There is a trend, these days, for people in films not to smoke.


Definition: A fad or fashion style.

Example: Miniskirts were one of the biggest trends of the 1960s.


Definition: A line drawn on a graph that approximates the trend of a number of disparate points.


Definition: The lower end of the shank of an anchor, being the same distance on the shank from the throat that the arm measures from the throat to the bill.


Definition: The angle made by the line of a vessel's keel and the direction of the anchor cable, when she is swinging at anchor.

icon arrow

trend

Phonetic: "/tɹɛnd/"

Part Of Speech: verb


Definition: To have a particular direction; to run; to stretch; to tend.

Example: The shore of the sea trends to the southwest.


Definition: To cause to turn; to bend.


Definition: To be the subject of a trend; to be currently popular, relevant or interesting.

Example: What topics have been trending on social networks this week?

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.

İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.